30 Mayıs 2011 Pazartesi

İstanbul

Seni tarihini çok seviyorum. Ama senden sıkıldım. Sensiz yapamam, senle de olmuyor. Ama tarihin yok mu ah şu tarihin... Bir de pisliğin, garip insanların, kalabalığın, trafiğin olmasa...

İngiltere'de yaz okulu buldum, ama gidemiyorum. Param olsa giderim. toplam 6-7 bin TL'ye uçarım hatta, ama yapamıyorum. Param yetmiyor. Kahretsin. Loto oynadım, tutarsa fena kaçarım ama. 5 tutsa ona da razıyım. Bak tutarsa söylüyorum, doğru kaçarım Amerika'ya. Anneme de ev alırım. Hem de Sultanahmet'ten :)

Tarihin içinden. Ya da Zekeriyaköy'den. Yok yok Çamlıca'dan.

Sevgilime de alırım bir ev. Otursun sevdikleriyle, benden de uzak olsun. Görmek istemiyorum onu şu sıralar hiç. Gözümde bir yabancıya dönüştü. Tek isteğim lotodan para çıksın, başka uğraşlarım olsun. Ne hali varsa görsün. Ben de göreyim.

Ya da belki yarınki sınavıma çalışabilirim. Evet evet bu en mantıklısı. Sanırım çıldırma seviyesindeyim. Dengesizim yine. Dengeli olduğum tek nokta ise artık sevgilim dediğim insanı çok sevmeyeceğimdir. Ya da onun beni sevdiği kadar severim onu. Sevişiriz, öpüşürüz, yemek yer sarılır uyuruz. That's it! Gerisi yüzeysel aşk. Olması gereken. Ama ileride olur da evlenmek ister, çocuk ister, birlikte yaşamak ister. O zaman aynen şunu yaparım:

http://galeri.uludagsozluk.com/r/o-kabineye-nah-g%C3%BCvenoyu-veririm-109542/

Ta ki benim yerimi kalbine oturtana kadar. Hadi ben civil çalışayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder