31 Mayıs 2011 Salı

Yalanlar palavralar sacma sevgililer...

Beni Amerika'ya gitmeye ihtiyaç durduran duygular var içimde.

Oysa ki onu çok severken, sevmemeye başladım onun yüzünden.

Ya neden bana anan baban ablan benim hakkımda ne hissediyor anlatıyorsun? BA-NA-NE! Duymak istediğimi kim söyledi? Yetmiyormuş gibi neden beni onlardan daha düşük seviyeye yerleştiriyorsun? Sen kimsin? Benimle çıkma o zaman. Hatta kimseyle çıkma ki turşunu kurarlar.

Kimdin sen biliyor musun benim en sevdiğim, her zaman canımı verebileceğim bir tane sevgilim. Gel desen gelir git desen giderdim. WAT yok dedin istemedim. Staj dedin hastanede dedin yaparız dedim (biliyorum benim için istedin ama ben istememiştim sen memnun kal diye olur dedim). Yaz okuludur saçma sapan işlerdir beni İstanbul'a bağlayacak şeyler aradım, bulamadım pek ama denedim, denedik bla bla.

Sonuç olarak, ben ne yapacağım? Bugün bana telefonda Amerika'ya gitme ne olur yalvarıyorum derken neden hicbir sey hissetmedim? Hem de zerre duygulanmadım. Krılmak böyle bir sey iste.

Kevin da evlenme teklif ederken böyle olmustu. Etrafımızdaki herkes gozleri dolup bizi izlerken ben "I'm sorry" demistim. Cunku zerre sevgi yoktu o an icimde. Su anda da oyle. Sureklı o kabus dolu anlar gelıyor aklıma:

-Bir sorun olursa ileride ben ile ablan arasında, beni mi savunursun onu mu?
-Onun sözü daha güvenilir. Ona 1.5 puan verirsem sana 1 puan veririm.

Ve kalbimin paramparça olduğu an.
Öyle bir paramparça ki ne çiçekler ne hediyeler ne de en güzel sevgi sözcükleri getirir geri halimi.
Taşlaştım şu anda. Büyük bir kaya parçası gibiyim.
Sevgilim dediğim insan bana bugunkü telefon konusmasındaki gibi, s..tir git de dese, daha agır sözler de kullansa, bundan daha fena koymaz artık.

Ben Amerika'ya gidersem bitermiş. Pardon?

Bari sizin yeriniz ayrı de. Duruma göre degisir de. Çevir lafı, bir sey yap, konuyu degistir. Ama bu denir mi? Ben sana nasıl guveneyim? Zor zamanımda nasıl yanına sıgınayım artik? Beni ne olarak goruyorsun ki sen? Neyim senin icin? İleride daha simdiden yasattigin bu eziklik sonradan nelere donusebilir tahmin edebiliyor musun acaba?

Bu olay yasandıktan sonra kapının onune ciktim yurtta, o gitmisti evine, ve iki tane exchange cocuk tam karsidaki parkta oturuyordu. Iki tane sarisin uzun boylu Amerikalı. Gercekten siz olsanız ne yapardınız?

Ben o anda onlara 1.5, sana 1 vermek istedim.

30 Mayıs 2011 Pazartesi

İstanbul

Seni tarihini çok seviyorum. Ama senden sıkıldım. Sensiz yapamam, senle de olmuyor. Ama tarihin yok mu ah şu tarihin... Bir de pisliğin, garip insanların, kalabalığın, trafiğin olmasa...

İngiltere'de yaz okulu buldum, ama gidemiyorum. Param olsa giderim. toplam 6-7 bin TL'ye uçarım hatta, ama yapamıyorum. Param yetmiyor. Kahretsin. Loto oynadım, tutarsa fena kaçarım ama. 5 tutsa ona da razıyım. Bak tutarsa söylüyorum, doğru kaçarım Amerika'ya. Anneme de ev alırım. Hem de Sultanahmet'ten :)

Tarihin içinden. Ya da Zekeriyaköy'den. Yok yok Çamlıca'dan.

Sevgilime de alırım bir ev. Otursun sevdikleriyle, benden de uzak olsun. Görmek istemiyorum onu şu sıralar hiç. Gözümde bir yabancıya dönüştü. Tek isteğim lotodan para çıksın, başka uğraşlarım olsun. Ne hali varsa görsün. Ben de göreyim.

Ya da belki yarınki sınavıma çalışabilirim. Evet evet bu en mantıklısı. Sanırım çıldırma seviyesindeyim. Dengesizim yine. Dengeli olduğum tek nokta ise artık sevgilim dediğim insanı çok sevmeyeceğimdir. Ya da onun beni sevdiği kadar severim onu. Sevişiriz, öpüşürüz, yemek yer sarılır uyuruz. That's it! Gerisi yüzeysel aşk. Olması gereken. Ama ileride olur da evlenmek ister, çocuk ister, birlikte yaşamak ister. O zaman aynen şunu yaparım:

http://galeri.uludagsozluk.com/r/o-kabineye-nah-g%C3%BCvenoyu-veririm-109542/

Ta ki benim yerimi kalbine oturtana kadar. Hadi ben civil çalışayım.

Aptal değil ama, aşık...

Sevilmek istiyorum, ama sevdiğim kadar. Peki eğer bir gün sevgilim beni o kadar severse, ben onu hala aynı sever miyim? 

Bugün sevgim ona çok azaldı. İstatistiğe dökemeyeceğim şimdi.

5 top dondurma yemek varken 1 top çikolatalı dondurma yemiş gibi hissediyorum. Midem bulanıyor, satisfied değilim. İçim, dışım, yorgunluk, mutsuzluk. Fare deliğine sıkışmış gibiyim. Ciğerim yandı desem çok mu arabesk olur?

Ya bana dokunmayan yılan bin yaşasın cidden. İlişkimizi bu hale getiren kem gözler, mutsuz ilişkiler yaşayan ve bize nazar salan ketumlar, siz allahınızdan bulun. Benim sevdiğimin suçu yok. O akıllı. Akıllı ki benim onu sevdiğim gibi sevmiyor beni.

Bense, aman ben ne bokum ki allah aşkına. Burda oturmuş göz yaşı döküp onu nasıl unutabilirim diye düşünüyorum.

Bana bitti mi diye sordu bugün. Bitmedi dedim. Sonra bana ilk kez ayrılık kelimesini iki kez kullandın 5 dk içinde dedi. Sanırım gerizekalı.

Ama bundan sonra söz veriyorum. Umrumda değil. Üzülürsem üzülürüm. Alışmadım mı zaten.

29 Mayıs 2011 Pazar

İlk Değil son Değil

Sen çok seviyorsun değil mi? Canını verirsin. Ama bir bakmışsın ki kazık atmış.

Aslında benimki kazık atmak istemedi bugün. Ama istemeden de olsa attı. Beni ve ailesini ayrı tartılarda tartamayan, benim yerimi onlarla bir koyup onların yanında beni hice sayan bir sevgilim var. Bugune kadar neler yaptım onun icin bir bilseniz. Oyle canımı koymadım, tehlikelere atlamadım, catilardan ucmadım, kötü adamlarla savaşıp hastanelere düşmedim, ama cok sevdim onu. Gerçekten sevdim. Hep korudum, herkesten, hep arkasından konusanlardan, küçük bir çocuk gibi davrandım ona. Bebek gibi. Kocaman bir adammış gibi değil, masum bir oğlanmış gibi.

Sevmek nasıl bir seydir gencler? Ben sevdigim adama bebegim gibi davrandım. Canımsın dedim, seviyorum dedim. Ama ablası ile beni karşılastırıp bana 1 ona 1.5 puan vereceğini söyledi. Kötü niyetle demedi mi diyorsunuz? Ne bu allah askına? Ya böyle şey denir mi? Ben bu adamla, hayatımda ilk kez, evlenirim diye düşündüm. İlk kez lan. Bu zamana kadar 3 tekif aldım ben. 3 kez yüzük gördüm, hepsini kıçımın kenarıyla ittim. Ama ilk kez bunu kocam gibi hayal ettim. Hata mı ettim? Hata ettim. Kafama Eminönü'ndeki kuşlar pislesin inşallah.